Yarabbi bu kitapta bakıp görüp okuyacağım bütün ilimleri sana emanet ediyorum Ne zaman lazım olursa ihtiyac anında hatırıma getirirsin x3
Bir alimin sohbetine giderken bu alimden bu sohbetten istifade edeceğim bütün ilimleri sana emanet ediyorum Yarabbi sohbette dinlediğim bütün ilimleri bilgileri Hafızama nasıl eyle sana emanet ediyorum x3
Allahümme Rabbi zidni ilmen ve aklen ve fehmen ve yakınen ve imanen ve elhıkni bissalihin x3
Unutkanlıktan kurtulmak ve zekânın açılması için bu dua okunur:
"Bismillâhirrahmânirrahîm, Ferdün, Hayyün, Kayyûmun, Hakemun, Adlün, Kuddûsün(1). İyyâke na'büdü ve iyyâkenesta'în.(2) İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ."(3) On dokuz defa okunacak.
"Ya kebîrü entellezî lâ tehdil ukûlü livasfi azametih."(4) Bin defa okunacak. Sonra; "Subhane rabbiyel a'la." (5) denecek. Sonra, "Sübhane men hüve külle yevmin hüve fi şe'nin." (6) okunacak.
Bundan sonra ihtiyaç neyse o söylenecek ve şunlar okunacak.: "Ya ğıyâsel müsteğîsîne velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm."(7) (Mecmuatü'l-Ahzab)
Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyallâhu anh) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek:
"Annem ve babam sana kurban olsun, şu Kur'an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum." dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi:
"Ey Ebû'l-Hüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?"
Hz. Ali (radıyallâhu anh):
"Evet, ey Allah'ın Rasûlü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) şu tavsiyede bulundu:
"Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhûd bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Yakub da evlatlarına şöyle söyledi:
'Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin.'
"Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rekat namaz kıl. Birinci rekatta, Fâtiha ile Yâsin sûresini oku, ikinci rekatta Fâtiha ile Hâmim, ed-Duhân sûresini oku, üçüncü rekatta Fâtiha ile Eliflâmmîm Tenzîlü'ssecde'yi oku, dördüncü rekatta Fâtiha ile Tebâreke'l-Mufassal'ı oku. Teşehhüdden sonra Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salât oku, güzel yap. Mümin erkekler ve mümin kadınlar ve senden önce gelip geçen mümin kardeşlerin için istiğfar et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
"Allah'ım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terk ettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden râzı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasîb et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allah'ım. Ey Allah! Ey Rahman! Celâlin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbar et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasîb et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Her şeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır."
"Ey Ebû'l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah'ın izniyle duana icabet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun, bu duayı yapan hiçbir mümin icabetten mahrum kalmadı."
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki: "Allah'a yemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti ki Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar gelerek:
"Ey Allah'ın Resûlü! Geçmişte dört beş ayet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık kırk kadar ayet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum." dedi.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu söz üzerine Hz. Ali (radıyallâhu anh)'ye:
"Ey Ebû'l-Hasan! Kabenin Rabbine yemin olsun sen müminsin!" dedi." (Tirmizî, Daavât 125, (3565).
Zekânın açılması, hafızanın gelişmesi için dua okumanın yanında, maddi tedbirlere uymak ve yapılan işin gereklerini yerine getirmek gerekir. Dersine çalışması gereken bir öğrenci sadece diliyle değil haliyle ve bedeniyle de dua etmelidir. Buna fiili dua denilmektedir. Üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdikten sonra diliyle dua etmek de kavli duadır. İki kanatlı bir kuş gibi, hem fiili hem de kavli duayı beraber yapmakla istediği yere uçabilecektir.
Ayrıca öğrendiklerini unutmamak ve onları korumak için de bazı tedbirler almalıdır. Çünkü unutkanlığa sebep olan konular vardır. Bunlardan sakınmak gerekir. Bazılarını kısaca söyleyelim:
1. Harama bakmak.
2. Haramla beslenmek.
3. Zihni çok yoracak olan gereksiz şeylerle doldurmak. Televizyon, bilgisayar, telefon gibi...
4. Aşırı derecede bedene zarar verecek kadar cinsel ilişkiye girmek. Özellikle kendi kendine tatmin olmak.
5. Zihnin sürekli çalışmasını engelleyecek kadar boş durmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder